15 Kasım 2011 Salı

Rüzgarın Gülü... "Bebeğin Şekeri" :)

Hamilelik döneminin bence en zevkli uğraşlarındandı bebek şekeri yapımı.. veya tasarımı :) Farklı olsun, nasıl olsun derkeen, bloglarda gezerkeen.. gönlüm düştü işte şu solda gördüğünüz fırıldaklara :) Evvela aile büyüklerini ikna, fikriceğizimi benimsetme çalışmalarına başladım.. Sonrasındaysa annemi kaptığım gibi gerekli teçhizatları toplama namına koca göbişime aldırmaksızın Eminönü'ne koştum :) Yorucu günün ardından malzemeler tamam; yapımı için toplanması gereken eş-dost eksik kalmıştı.. Vee gecikmeli de olsa toplantı günü belirlenmiş, heyecanla beklediğim gün gelip çatmıştı.. Herşey bir yana, pastalar börekler eşliğinde toplanarak bu cici süsleri hazırlamanın tadı başka, bunu da söylemeden geçemeyeceğim :) Sonuç olarak: Şayet malzememiz eksik çıkmasaydı 200 gibi 'birazcık' abartı sayıda bebek şekerini 6-7 kişi 1 günde bitirmiş olacaktık :)
Bu arada belirteyim.. Hazır bebek şekerlerinden almak zamandan ve emekten tasarruf olur şüphesiz. Ama Eminönü çarşısından poşetler dolusu malzemeyle dönmenin 'bunlar da nesi?' dedirten görünüşüne rağmen, bütçe açısından benim hazırladığım şekerler daha hesaplı geldi, bilginize. :)
buyurun burada da ilham 'kaynağım': http://nightowlcrafting.blogspot.com/2010/04/fabric-pinwheels-with-tutorial.html

20 Haziran 2011 Pazartesi

Oğluma İlk 'El Emeğim'

Bugün-yarın teşrif etmesini beklediğimiz oğluma hatıra sevimli ve basit ne yapabilirim diye düşündüm; hamileliğim de kışa denk geldiği için sıcacık yumuşacık ponponlu battaniye fikrine ısındıımm :)))


El işi konusunda yetenekli olduğum söylenemez ama sanırım çok da zevksiz değilim ;) :)

28 Mart 2011 Pazartesi

Hayallere Uçmak...

Hani National Geographic ekibi balonlarla ev uçurmuştu..


Tıpkı sevimli animasyon Up'ta baloncu Carl amcanın yaptığı gibi..


Sizi bilmem ama TV'de NatGeo'nun haberini görünce benim içim kıpır kıpır oldu :) Filmi izlerken hep 'balonlar gerçekten bir evi uçursa' diye hayal ediyordum, içinde ben olmasam da bu hayalin gerçekleştiğini görmek içimdeki kelebekleri harekete geçirdi sanırım :)


Kendi halinde, cici bir evim vardı, önceleri içine 'ben'den birşeyler katabilmek adına hayal gücümü zorlamaya çalışıyordum.. Ama uzunca bir süre bu yönden körelmiştim..


Ama şimdi yeni bir heyecanım var, içimde kıpraşan yeni bir 'can'ım var :) minik bir aile olmamıza sayılı günler kalmışken, evim için, ailem için yeni hayallerim, yeni fikirlerim var..

ve sanırım ben bu hayallerle sevinçten uçuyoruum ve bir müddet daha uçacağım :))
Allah sevincimi, hayallerimi yarıda bırakmasın; tamamına erdirsin inşallah..

1 Aralık 2010 Çarşamba

ARİF NİHAT ASYA'nın dilinden: "Noel Baba"


Büyük usta, bayrak şairimiz Arif Nihat ASYA yılbaşlarında yapılan Noel Baba eğlencelerine bir atıfta bulunmuş yıllar evvel.

1960 yılında yazılan bu yazı günümüzü daha da güzel anlatıyor bize..


Noel Baba

-Yılbaşı neyimiz olur? diye soruyorum.

-29 Ekim'imiz midir 30 Ağustos'umuz mudur Ramazan Bayramı'mız mı Kandilimiz mi Kurban Bayramı'mız mı? diye sual açmak da yersiz olmazdı.

Biz muharremlerle martlarla başlayan yıllar da biliriz. Ki hiç biri böyle şımarıklıkla böyle ayyaşlıkla böyle kumarbazlıkla açılmazdı. Hepsi efendi yıllardı.

Memleketimize herhalde Beyoğlu'ndan giren Haliç'i atlayarak Fatih'lere Aksaray'lara sonra Rumeli'ye ve Boğaz'ı aşarak önce Kadıköy'lere Moda'lara ve sonra Üsküdar'lara ve oradan Anadolu'ya geçen bu bunak neyimiz olur: Babamız mı dedemiz mi amcamız mı yoksa Avrupalılıktan pirimiz mi?

İstanbul'un Tepebaşı'ndan Adana'nın Tepebağı'na kadar her yeri bilen her yere uğrayan bu moruk kimdir necidir?

Bir resmine bakarsanız Havarilere öteki resmine bakarsanız Rasputin'e benzeyen bu iskambil papazı aramızda nenin nesidir bunu hiç merak ettiniz mi?

Siz bırakın da ben söyleyeyim onun kim olduğunu: O Haçlı Seferlerinden kalma bir kılınç artığıdır. O zaman silahla giremediği yerlere şimdi beyaz sakalıyla saygılar ve sevgiler toplayarak girebiliyor.

O evimize girerken eşeğini kapımızın halkasına bağlayan bir Piyer Lermit'tir. Kardeşlerini Mukaddes savaşa hazırlamaktan geliyor.

O adıyla sanıyla bir misyonerdir ki şu memlekette ocağına incir dikildikten sonra kılığını değiştirmiş. Ve bizi avlamaya kucağında getirdiği oyuncaklarla en can alıcı noktamızdan; çocuklarımızdan başlamıştır.

Bu cömertliğinin karşılığını istemeyecek mi sanıyorsunuz fedakârlığının sebebini düşünmediniz mi?

Bırakın onun hakkından ben gelirim: İşte sakalını çekince gördünüz. Sakalı elimde kaldı ve altından Lüsifer çıktı.

Bilirsiniz ki casuslar da kıyafetlerini ekseriya böyle değiştirirler.

Bu mezar beğenmeyen hortlağa ya mezarını gösterin yahut bırakın: Haç'ında çarmıha gereyim onu.

Tehlikeyi sezer de kendiliğinden gitmeye kalkarsa çıkarken ceplerini yoklamayı unutmayınız: Muhakkak bir şeyimizi çalmıştır..

7 Kasım 2010 Pazar

Hoşçakal LimeWire...


Vee bir yasak daha..
Popüler paylaşım programı LimeWire, telif haklarını çiğnediği gerekçesiyle hakkında açılan sayısız davalardan birini kaybetti ve kepenkleri indirdi.

Sanırım alışmam zor olacak.. Virüssel açıdan kendisine pek güvenmesem de bilgisayarımdaki en işlevsel, en sevdiğim programdı..
Bakalım aynı akıbet 'BitTorrent' vs.nin başına gelecek mi...

26 Ağustos 2010 Perşembe

Anne ve prensesinin 'günlük' maceraları :)

İşte dünyaya henüz merhaba demiş bir melek; onun fotoğraflarını her gün farklı bir konseptte çeken harika hayal gücüne sahip bir anne.. ve işte ortaya çıkan sevimli mi sevimli sonuç:






bu harika fotoğraflar kime aitmiş diye merak ederseniz ya da bu şirin meleği takip etmek isterseniz işte kaynak:
http://milasdaydreams.blogspot.com/

5 Ağustos 2010 Perşembe

İnception/Başlangıç


İlk yorumumu alt satırlara saklayamayacağım: Kesinlikle harika!

Vizyona girdiği 30 Temmuz 2010'un hemen ertesinde Trabzon Forum'da eşimle izlediğim, ikimizin de hala etkisinden kurtulamadığı mükemmel film!

Filmde 'aman bir cümle kaçırmayayım, her sahneyi anlayayım' diye zihnimi öyle bir açmışım ki sinemadan çıktığımızda başımın ağrıdığını hissettim :)
(tabi bunda migrenim ve salonun kliması da etkiliydi)






Velhasıl, bana sorarsanız yılın en iyi filmiydi, hatta son yılların en iyi filmiydi. Benim için Matrix kadar karmaşık, Harry Potter kadar fantastik ve hakkını yemek istemediğim nadide filmler kadar orjinaldi. Tekrar izlemek için DVD'sinin çıkmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Baş ağrıma rağmen eminim ki tekrar izlediğimde 'aa burası böyle miymiş, burda bunu mu demek istemiş' diyeceğim birçok sahnesi olacak:)
Uzun lafın kısası, bu doyurucu kadrolu-senaryolu 'harikalar diyarını' sinema tadında izleme zevkinden kendinizi mahrum bırakmayın derim :)
İyi seyirler ;)


Bu arada, filmi daha iyi çözümleyebilmek adına birileri hiç üşenmemiş 10 adet hoş görsel hazırlamış; buyrun: http://www.mymodernmet.com/profiles/blogs/10-fantastic-inception